Hızlandırılmış Haftasonu Kampı: Kastro / Çamlıkoy (Tekirdağ)

İstanbul’un sıcağından ve gürültüsünden sıkılıp haftasonu ne yapacağı konusunda kafası karışanlar için bir önerimiz var!

İster orman içinde ve dere kenarında sakinlik…

İster deniz kenarında kumsalda güneşlenmek ve yüzmek…

İster doğa içinde yürüyüş…

İster ufak bir kaya tırmanışı… Ya da hepsi birden!

Kastro, yani yeni adıyla Çamlıköy, Tekirdağ’ın Saray ilçesinin sahil şeridinde, il merkezine 10 km uzaklıkta bulunmaktadır. Özelliği, Bahçeköy deresinin Karadeniz’e döküldüğü yerde, Istranca Dağı eteklerindeki Kastro Doğal Plajı’na ve Milli Park olarak ayrılan 329 hektarlık karaçam ormanına sahip olmasıdır. Bu nedenle, hem dere dibinde ve orman içinde kamp yapabilir, hem de hemen yanında denize girebilirsiniz.

Biz Kastro’ya gitmeden önce ufak bir keşif gezisi yapmak istedik. Önce İğneada’ya, ordan da İğneada’ya 11 km. uzaklıkta, Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde bulunan Palivor Çiftliği’ne uğradık. Çiftlik hakkında bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. Özetle, toplam 140 dönüm arazi üzerinde kurulmuş, 10 ayrı müstakil tapulu çiftlikten oluşan bir eko-yaşam projesi olan çiftlikte, hayvan yetiştiriliyor, doğal ürünler satılıyor, şarap yapılıyor, çiftlik evleri kiralanıp ata binilebiliyor. Gerçekten güzel düşünülmüş bir proje. Çiftlik ürünlerinin fiyatları uygun, çiftlik evleri için ise arayıp fiyat almak lazım. 🙂

Kastro Kamp Alanı’na vardığımızda, çadırlarımızı hemen dere kenarındaki alana, o meşhur ağacın yanına kurduk. İşinize yarayacak bir bilgi: Kamp alanının bu kısmı insanlardan biraz daha izole, çünkü yol burada bitiyor 🙂

Kampa giderken her zamanki gibi, yanımızda yok yoktu 😀 Masa ve sandalye de götürmüştük, ancak orada olduğunu unutmuşuz 🙂 Bu da işinize yarayacak 2. bilgi 🙂

Ama bizim gibi hamak da götürebilirsiniz. Burada kitap okumak inanılmaz keyifli oluyor.

Sonra derede ufak bir deniz bisikleti gezisi de yapabilirsiniz 🙂

Kamp alanının bütün nimetlerinden faydalandık sanırım 🙂 Ertesi gün, bombastik kahvaltımızdan sonra (bakınız aşağıdaki foto 🙂 ) yürüyüşe çıktık. Epeyce yürüdük, ama sonunda uçsuz bucaksız muhteşem Karadeniz kıyısını görmek yorgunluğumuzu unutturdu. Gelmişken burada bulunan kayaya tırmanıp hırçın Karadenizi bir de yukarıdan izledik. Biraz ürkütücüydü açıkçası, ama muhteşem bir dinginlik de verdi bize 🙂

Yürüyüş sonrası, bunaldığımız sıcaktan kurtulmak için, derenin Karadeniz’e döküldüğü yerde denize de girdik 🙂 Misss 🙂

Ve hızlandırılmış kampımızın son pozunu da verdikten sonra Pazartesi sendromuna izin vermeden dönüşe geçiyoruz… Yuppiiii 🙂

Kampımıza ait diğer fotoğraflar için facebook albümü.  Bizi facebook sayfamızdan takip edebilirsiniz.