AMSTERDAM Hızlı Gezi Rehberi

Hollanda’ya asıl gidiş amacımız Giethoorn* olsa da, Amsterdam’a uğramadan edemezdik tabii ki!

*Giethoorn’u bilmeyenler ya da hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için, Giethoorn gezi rehberimizin linkini de şuracığa bırakalım.

Amsterdam Nerede?

Hollanda’nın başkenti ve en kalabalık şehri olan Amsterdam, işte tam olarak burada!

Amsterdam’da Nerede Kalınır?

Biz, sezondaki yüksek konaklama ücretlerini göz önünde bulundurarak, Amsterdam’da sadece 2 günlük bir macera yaşamaya karar verdik. Hatta tatilimizi en az masrafla kapayabilmek için ve hazır Tosbik’te kalmaya da alışmışken “kiralık araçta 1-2 gece kalırız” diye düşündük ve hiç konaklama ayarlamadan gittik (cesarete bak). Tabii oraya gidince işler değişti 😀 Hem aracımız küçüktü, hem Tosbik’te olduğu gibi donanımlı değildik. Ve de Amsterdam merkezde park4night uygulamasından uygun ve ücretsiz bir park yeri bulamadık (her yer ücretli ve kalabalıktı).

Biz de, bulabileceğimiz en uygun fiyatlı müsait oteli booking.com üzerinden ayarladık. Yani otel sanmıştık, ama sadece bir odaymış, hem de konteynırdan? İlk önce bir şok yaşadık, ancak sonra konteynırın içini görünce (temiz ve yeterli) ve ücretsiz 2 tane bisiklet verdiklerini öğrenince içimiz biraz rahatladı:) Kaldığımız yerin adı: Early’s Olympic.

Amsterdam’a gelmişken aslında “boathouse”larda kalmak çok daha keyifli. Bütçenize uyuyorsa mutlaka deneyiniz..

Amsterdam’da Neler Yapılır?

10 maddelik listemizi aşağıda görebilirsiniz. Ama ondan önce şu eğlenceli videomuzu bir izleyin deriz:)

1. Koca park, güzel park, Vondelpark! ⛲

Bizim ilk yaptığımız şey, atıştırmalık bir şeyler alıp koşa koşa Vondelpark’a gitmek oldu. Böyle bir parkın hasretiyle yanıp tutuşuyormuşuz 😀 Parkta hemen bir ağacın altına oturup çekirdeğimiz eşliğinde geleni geçeni izlemeye başladık: “bak bak bu kesin Türk” falan… Şaka bir yana, o kadar renkli ve aynı zamanda huzurlu bir ortam ki.. Her türlü ırktan insan, vızır vızır bisiklete binenler, kitap okuyanlar, güneşlenenler, dans edenler, arada buram buram gelen kenevir (cannabis) kokusu :)) Bilmeyenler için, kenevir, tarih boyunca bitkisel hammadde kaynağı ve keyif verici madde olarak kullanılmış bir bitki olup iplik, kumaş ve kağıt yapımında da kullanılmakta. Ancak, keyif verici madde olarak kullanımının sağlığa geri dönüşü olmayan zararlar verdiğini unutmayın.. (kibar kamu spotu)

Burada genel olarak en hoşumuza giden şeylerden biri, herkesin rahatça ister elbiseyle, ister pantolonla bisiklete binmesi ve kimsenin bununla ilgilenmemesi.. Biz bu seviyeye gelebilir miyiz acaba bir gün..

Özetle, mutlaka buraya gidin!

2. Coffee Shop’ta kahve ve kek keyfi! ☕

Bildiğiniz gibi, coffee shop’lar kahve gibi içeceklerin satışının yanı sıra yasal olarak kenevir (marihuana/esrar da diyebiliriz) satışının da yapıldığı yerler. Keyif verici bu maddeler, sarılmış sigara, ham gram olarak ya da “space cake” denilen kek şeklinde satılıyor. Bu shop’larda boş sigara içilmiyor. İçecekseniz dışarı çıkmanız gerekiyor. Alkollü içecek satışı da yasak. Biz bir kaç ünlü shop’u gezdik. Bunlardan en bilinenleri; 1975 yılında ilk mağazasını kuran Bulldog, zaman zaman DJ performanslarının da olduğu Barney’s Coffeshop, Snoop Dogg, Rihanna gibi ünlülerin uğrak mekanı olan Grey Area ve The Greenhouse, Ocean’s 12 ile ünü artan Dampkring ve 1985’ten bu yana hizmet veren Hunter’s Coffeshop.

Almadan önce kenevir alternatifleri hakkında en iyi bilgiyi, mağazadaki satışçılardan alabilirsiniz. Hızlı bir bilgi olarak; “sativa”ların enerji verdiğini, “indica”ların ise sakinleştirdiğini söyleyebiliriz. Karışık alternatifler de var. Deneyecekseniz abartmayın, çünkü bayılırsanız sizi direk kapı dışarı ederler. Yanınızda mutlaka şekerli bir şeyler bulundurun (çikolata gibi).. Kötü hissederseniz hemen imdadınıza yetişir. Kekler, çok turistik bu arada, yiyip de etkileneni duymadık şimdiye kadar..

Bir de “SmartShop”lar var, yani kenevir dışında truffle (mantar) gibi organik ürünlerin satıldığı mağazalar..

3. Red Light District’te turist turist dolaşmaca 🙂

Kalabalığın yoğunlaştığı bu bölge, artık turistik bir gezi bölgesi olarak rağbet görüyor. Sex shoplar, striptiz kulüpleri, yetişkin tiyatroları gibi bir çok yeri burada bulmak mümkün.

4. Bisikletle / Botla Kanalları Turlamak

Amsterdam’da gördüğünüz bisiklet trafiği ya da yan yana park etmiş haldeki yüzlerce bisiklet sizi şaşırtmasın. Çünkü 7’den 70’e herkes bisiklet kullanıyor! Burada bisiklet kullanmak çok çok zevkli ve her yere gayet rahat bir şekilde bisikletle gidebilirsiniz. Ama bir o kadar da dikkatli olmanız gerekiyor. Arabalardan değil, bisikletlerden dolayı! Çünkü bisikletlerin yarattığı kendi trafiğinde sağ kalmaya çalışmak bir başarı, tabii oradaki sisteme yabancı olduğumuz için.. Bisikletlerin de tek yönlü yolları falan var. Ayrıca yaya olarak bisiklet yolunda olmamanız gerektiğini de unutmayın.

Diğer alternatif de, botlarla kanalları dolaşmak. Gece turları da düzenleniyor. Dilerseniz şuraya bir bakabilirsiniz.

5. Oh! Festivaller!

Gitmişken yemek festivaline denk gelmemiz güzel oldu tabi 😀 Ballı mıyız ne! “De Rollende Keukens” (Rolling Kitchens) festivali ufak çaplı ama bolca yemek tadacağınız hoş bir açık hava festivali. Festivalin tarihlerini takip etmek için sitesine bakabilirsiniz.

Bunun dışında, Mayıs ayında açan laleleri görmeye Lale Festivali’ne; 27 Nisan’daki King’s Day gününe ve eğlenceli Vondelpark Openluchttheater Festivali’ne gelmek de güzel olurdu. Bir dahakine artık!

6. Olmazsa olmaz: Museumplein!

Müze Meydanı’nda bir çok müzeyi gezmeniz mümkün. Bunların başlıcaları: Rijksmuseum (bir Hollanda ulusal müzesi), Van Gogh Müzesi ve Stedelijk Müzesi. Kışları Rijksmuseum’un önünde yer alan gölette buz pateni yapabilirsiniz!

Amsterdam’da görebileceğiniz diğer müzeler ise şöyle:

Torture Museum: Ceza ve işkence ekipmanlarını görebilirsiniz.

Amsterdam Museum: Amsterdam şehrinin büyüleyici hikayesini dinleyebilirsiniz.

Museum of the Canals: 400 yıllık Amsterdam kanal deneyimini maceralı bir şekilde yaşayabilirsiniz.

Hash Marihuana & Hemp Museum: Marihuana’nın tarihi ve kullanımıyla ilgili bu kalıcı sergi eminiz ilginizi çekecektir! 🙂

Madame Tussauds: Daha önce İstanbul ya da başka şehirde gitmiş olabilirsiniz, ama bir de Amsterdam’ınkini görün!

7. Heineken Experience

Eğer bir bira fanı iseniz, Amsterdam’ın kalbinde, Heineken’in en eski fabrikasında, yani Heineken Bira Fabrikası’nda düzenlenen bira turuna katılabilirsiniz. Bu turda Heineken’in tarihini, bira işlemlerini ve çılgın inovasyonlarını öğrenebilirsiniz.

8. Icebar’da Soğuğu Deneyimlemek

-10 derecede, duvarlardan bardaklara herşeyin buzdan olduğu bu barda, donmamak için bir şeyler içerek hayatta nasıl kalınırı deneyimleyebilirsiniz… 😀 Bilet fiyatına, 3 içki dahil.. Sitelerinden daha fazla bilgi alabilirsiniz.

9. Pazarlardan Alışveriş Yapmak

Meşhur Albert Cuypstraat ya da IJ Hallen Flea Market gibi pazar alanları ve dükkanlardan çeşitli şeyler ya da hediyeler alabilirsiniz. Buraları gezmeden dönerseniz geziniz tamamlanmış sayılmıyormuş..

10. BONUS

I AMSTERDAM anıtı, daha önce Rijksmuseum’un önündeydi. Ancak, “Ben, Amsterdam’ım” anlamına gelen bu yazının, çeşitlilik, hoşgörü, dayanışma gibi kavramların yerine bireyselliği ön plana çıkardığı, yani şehrin kültürünü yansıtmadığı iddiasıyla, kaldırılmasına karar verilmiş. Biz de orada bu yazıyı arayıp bulamayınca sorduğumuz birinden öğrendik. Ancak, havalimanına gittiğimizde hemen girişin önünde bu yazıyı görmemiz de hoş oldu:D

Amsterdam’da Ne Yenir?

Geleneksel bir restorana gitmek isterseniz Bistro Amsterdam‘ı,  en güzel Dutch pankekleri yemek isterseniz The Happy Pig‘i, ya da tarihi bir depoda yer alan 40 yıllık pankek ve omlet evi The Pancake Bakery‘i, meşhur Hollanda patatesleri için 1980’den beri hizmet veren Vlaamse Frites’i, ben Türk yemeklerinden şaşmam diyorsanız Ali Ocakbaşı‘nı, Amerikan klasikleri yemek için kanalın hemen yanı başında bulunan Hard Rock Cafe‘yi,  stand stand gezip bir şeyler tatmak ve yemek istiyorum diyorsanız da Food Market‘i ziyaret edebilirsiniz.

Yazı ayrı, kışı ayrı keyifli olan Amsterdam’ı en kısa zamanda deneyimlemeniz dileğiyle…