KAVALA ve SELANİK (Yunanistan-Part 2)

Motosiklet rotamızın Keramoti’den sonraki ilk durağı: Kavala!

Kavala’ya Hızlı Bakış

Kavala, Keramoti ile Selanik arasında bir sahil kenti. Osmanlı Devleti döneminde Balkanlar’ın en önemli merkezlerinden biri olup Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır Valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın doğum yeriymiş.

Ama bana Kavala diyince ilk aklına gelen ne diye sorsalar, hiç şüphesiz “kavala kurabiyesi” derim 😀

Yalnızca kurabiyelerini sevdiğimizden değil elbet, rotamızın yoğunluğundan ve planımızın gerisinde kaldığımızdan dolayı burada sadece kısa bir kurabiye molası verdik:)

Eski Şehir ve Modern Şehir olarak ikiye ayrılan Kavala, geçmişte “Tütün Mekanı” adını almış. Bunun nedeni ise burada büyük tütün depoları ve binlerce tütün çalışanın olmasıymış. Bir de Tütün Müzesi bulunuyor.

Kavala’nın sakin ve tatlı bir sahil şeridi var. Arkamızda, 1425’te Osmanlıların yeniden yapılandırmasıyla son halini alan Kavala Kalesi ile hızlıca fotoğraf çekilmeyi ihmal etmiyoruz tabii ki! (bknz. başlık fotoğrafı)

Bir sonraki gelişimizde mutlaka ziyaret edeceğimiz yerleri not aldık. Belki bizden önce siz gidersiniz diye aşağıda paylaşıyoruz.

  1. Kavala Kalesi: Gidemeyenler için 360 derece tur yaptıran sitesi burada.
  2. Kamares (Su Kemeri): 1550’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan kent merkezine hâkim olan bu heybetli yapı kenti suyla doldurmuş. 280 metreden ve 60 kemerinden oluşan anıtın içine eski evler inşa edilmiş.
  3. Imaret: Güzel bir Osmanlı mimarisi örneği olan İmaret, 1817’de Muhammed Ali Paşa tarafından bir eğitim merkezi olarak inşa edilmiş. Ama şu an lüks bir otel olarak işletiliyormuş.

Selanik’e Hızlı Bakış

Kavala’dan sonraki durağımız, Yunanistan’ın 2. büyük şehri ve Atatürk’ün Evi‘nin bulunduğu Selanik (Thessaloniki).

Selanik, çok hareketli ve sıcak bir sahil kenti. Burada bir çok Osmanlı ve Bizans anıtı görmek mümkün. Şehrin simgesi olan Beyaz Kule, 15. yy.da yapılmış bir Osmanlı yapısı. Ayrıca birçok Osmanlı cami ve hamamına da ev sahipliği yapıyor.

İlk önce tabii ki, 1881’de Atatürk’ün dünyaya geldiği Atatürk’ün Evi’ni ziyaret ettik.

Kısaca bu evin tarihi şöyleymiş: Selanik Belediye Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. yılı münasebeti ile 1933’te aldığı bir kararla, Atatürk’ün doğduğu evi kendisine hediye etmiş. Atatürk, kendisine verilen bu evin müze haline getirilmesini istemiş. Uzun süren çalışmalar neticesinde ev, tamir ve tefriş edilerek 10 Kasım 1953’te bir törenle “Selanik Atatürk Evi Müzesi” adı ile ziyaretçilere açılmış. Daha fazla bilgi burada.

Selanik’in gecesi de hareketli diyebiliriz. Biz birçok restoranın olduğu tarihi Ladadika mahallesine gittik ve meşhur Palati Taverna‘da oturduk. Canlı müzik çalan 2 kişilik ekip çok iyiydi. İlerleyen saatlerde de meydanda misafirlerle halaya katıldık ve çoğu tabii ki Türktü :)))

Selanik’te yapılabilecekleri şöyle listeleyelim:

  1. Atatürk’ün Evi‘ni ziyaret edin.
  2. Beyaz Kule‘ye gidin ve etrafındaki kafelerde oturun.
  3. Tarihi Ladadika‘da yer alan tavernalardan birine gidip uzo için ve halaya katılın 🙂
  4. Bizans ve Osmanlı eserlerini göreceğiniz Eski Şehir’in (Ano Poli) sokaklarında yürüyün.
  5. Trigonio Kulesi’nden günbatımını izleyin.
  6. Yedi Kule kalesini ziyaret edin.
  7. Selanik’in en eski çarşısı olan Kapani (Vlali) Pazarı‘nı, canlı müzik çalan barları ile kapalı Modiano Çarşısı’nı, 15. Yüzyılda Sultan Bayezid tarafından inşa edilen ve yüzyıllarca Selanik’in ticaret merkezi olan kapalı Bedesten Çarşısı‘nı gezin.
  8. Gece Thermaic Körfezi’nde bir aşağı bir yukarı giden ‘Tekne Bar’larda eğlenin.

Keyifli gezmeler!