Kotor’da Yapılacak 8 Şey
Karadağ gezimizi tüm detaylarıyla Vizesiz Yurtdışı Tatili: MONTENEGRO (Karadağ) başlıklı yazımızda paylaşmış, ancak Kotor detaylarını sığdıramamıştık.
İşte Kotor’da ne yapılır sorusuna cevabımızı da, sizin için bu başlık altında ve 8 maddede sıraladık. 🙂
Keyifli okumalar!
1- Kotor Stari Grad’ı (Old Town) gezin
Eski şehire, yani surların içine girmek için 3 tane kapı bulunuyor: Kuzey, Güney ve Deniz Tarafı Kapısı. Deniz Tarafı Kapısı’nın üstünde, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito’nun şöyle bir sözü yazıyor: “Bize ait olanı istemeyiz, bizim olanı vermeyiz”. Hemen girişteki Tourist Info’dan Türkçe harita alabilirsiniz:) Kuzey Kapısı’na, surların hemen yanındaki Skurda Nehri’nin üzerindeki köprüden ulaşabiliyorsunuz.
Şahane kompozisyonlarla dolu bir çok kare yakalayabileceğiniz bir Ortaçağ yansıması olan bu minik şehri biz çok sevdik. Kotor’un kendisi sadece “Eski Şehir” bizce. Dolayısıyla, kalenin içi mutlaka görülmeli, burada yemek yenmeli, içki içilmeli, varsa müzik dinletisi dinlenmeli.
Her yerde olduğu gibi, burada da Türk halıcı, dönerci vb. görebilirsiniz 🙂 Burada bizim en çok dikkatimizi çeken şeylerden biri, tarih kokan taş evlerin pencerelerinden asılmış olan çamaşırlardı (O atmosferde biraz garip geliyor doğrusu:)). Diğeri de, girilmeyen yerlere atılmış olan çöplerdi:(
Eski şehir içerisinde görmeniz gereken başlıca yerler ise şöyle:
- Kotor Kalesi (St. John) Tepesi: Kapıda bekleyen adama 8 Euro ödedikten sonra sizi tam 1355 basamak bekliyor (buarada saat 8’den önce giderseniz görevli orada olmadığı için para vermeden girebiliyormuşssunuz). Kaleye 2 çıkış yolu var. Tepeye ulaşma süresi kişiye göre değişmekle beraber min. 35 dakika. Ama çıktığınızda gördüğünüz manzaraya değecek! Sıcak havalarda giderseniz güneşin altında çıkmak işkence olacağından sabahın köründe gidilmesi önemle tavsiye ediliyor:)Kalenin manzarası (http://foodiebaker.com adresinden alınmıştır)
- Saint Thyrphon Katedrali (Sveti Tripun): Eski şehrin içerisinde bir çok kilise, katedral ve manastır var. En önemlilerinden birisi burası. Bir 3. yy. Hristiyan azizi olan Aziz Thyrpon, Kotor’un koruyucusu olarak geçiyor. Aziz Thyrphon’un kalıntılarının olduğu gümüş tabut, bu Katolik Katedrali’nde yer alıyor. Bu kalıntılar 9.yy.da İstanbul’dan getirtilmiş ve katedral inşa edilene kadar (12.yy.da) başka bir yerde tutulmuş. Getirildiği günden beri de Kotor’un en önemli festivallerinden biri olan “St. Tripun Day” (Tripundan) düzenleniyormuş. 12.yy.dan bu yana aynı şekliyle kalmamış tabi ki, depremlerden zarar görmesi nedeniyle bir çok kez restore edilmiş.
- Saint Nicholas Kilisesi: Ortodoksların kilisesi de burası.
- Kotor Denizcilik Müzesi: Biz müzenin içerisini gezmedik ama girişteki kabartma tablo dikkatimizi çekti. Barbaros Hayrettin Paşa’nın burayı alamaması nedeniyle, bu olayla övündüklerini duymuştuk. İşte tam da bunu betimlemişler tabloda. Koskoca Kaptan-ı Derya olmuş Korsan Barbarossa:) Müzeye giriş 4 Euro.
2- Kotor Körfezi’nin etrafını dolaşın
Bunun için bir kaç seçenek var: Bot, araba, motosiklet ve bisiklet 🙂 Ama kesinlikle yapılması gereken bot turu elbette (özellikle yazın). Bot turu için de bir kaç seçenek var: Kotor Körfezi’ni Tivat dahil boydan boya dolaşabilir, sadece Perast ve Our Lady of the Rocks Adası’na gidebilir, ya da Blue Cave turuyla yüzme molalı bir bot turu yapabilirsiniz. Turların en ucuzu 5 Euro ile Perast’tan kalkıp Kayaların Leydisi Adası’na giden tur. 10 dakikada bir kalkıyor, istediğiniz kadar adada kalıp, yine adadan 10 dakikada bir kalkan herhangi bir botla geri dönüyorsunuz. Tur için en bilinen acenta: Kotor Bay Tours.
3- Perast’ı ve Adalar’ı gezin
Körfezin kenarındaki en sevimli köylerden biri burası bizce. Bunda Venedik mimarisinin de etkisi çok. Perast, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde ve turistik bir yer. Burada, Perast Şehir Müzesi’ni (giriş 4 Euro) gezebilir, Aziz (Sveti) Nikola Kilisesi’ni ziyaret ederek Çan Kulesi’ne tırmanabilirsiniz. Ancak biz gittiğimizde malesef Çan Kulesi kapalıydı, bu yüzden çıkamadık. Kilise her gün saat 12’de açılıyordu.
Bir de Perast’tan 10 dakikada bir kalkan botlarla, kişi başı 5 Euro ödeyerek St. George ve Our Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi) adalarını görebilirsiniz. Doğal bir ada olan St. George adası (Sveti Djordje), 12. yy.a ait bir manastıra sahip kutsal bir ada ve ziyarete kapalı. Hatta biz gittiğimizde tamamen kapalıydı, kimsecikler yokmuş. Our Lady of the Rocks (Gospa od Skrpjela) ise, yapay olan ada, Suada gibi yani. Buradaki kiliseye girebiliyorsunuz. Adanın hikayesi ise şu: Zorlu bir seferden dönen 2 gemici, bir kayanın üstünde Meryemana ve oğlu Hz. İsa’nın tasvirlendiği ikonalar bulur, burayı bir adaya çevirip üzerine minik bir şapel inşa ederler. Daha sonra da gemiciler için böyle bir gelenek oluşur: Buradan geçen her gemici, eve sağasalim dönebilmek için suya bir taş atar.
4- Dobrota’da kafanızı dinleyin
Perast’a göre daha sessiz sakin. Her apartmanın önünde kendine ait minnacık bir plajı var (kumsal yok). Tam kafa dinleme, şezlongta güneşlenip kitap okuma yeri Körfezin kenarında denize sıfır yine minnak restoranları (konoba=geleneksel restoran) var. Mekan olarak çok beğendiğimiz Konoba Portun bunlardan sadece biri. Menüye ağırlıklı olarak deniz ürünleri hakim. Et yemek isterseniz, sahil kenarının bir tık yukarısında Dobrotski Dvori var. 6-18 Euro arasında değişen alternatifler bulabilirsiniz. Biz “cevapcici” söyledik ve beğendik. Porsiyonlarının büyük olduğunu da belirtelim.
5- Bajova Kula Plajı’nda denize girin
Dobrota’dan Perast’a giderken yol üzerinde göreceğiniz bu sevimli plajda keyif yapmayı es geçmeyin deriz! Sezon dışı gittğimiz için bomboştu, ama tesis varken şezlong 20 Euro imiş:/
6- Catovici Mlini’yi gezin ve restoranında şarap için
Buraya bayılacaksınız! İçerisinde kocaman bir park, banklar, köprüler var. Hemen restoran bahçesindeki gölde ördekler ve balıklar var. Binaları rengarenk sarmaşıklarla kaplı ve restoranın içi de ayrı güzel dekore edilmiş. Yemek yiyecekseniz gitmeden menüyü isteyip rezervasyon yaptırabilirsiniz. Fiyatlar eh işte azcık tuzlu:) Biz sadece yerel şarabından içtik.
7- Lovcen Milli Parkı’ndan Kotor’a bakın
Yine efsanevi manzaralardan birine maruz kalacağınız bu dağ, 1750 metre yüksekliğinde. Milli parkın sınırları Cetinje, Budva otoyolu ve eski Kotor yolu ile çevreleniyor. Montenegro’nun sembolü haline gelmiş olan Lovcen’i, Amerika’nın Özgürlük Anıtı gibi düşünebilirsiniz 🙂
8- Kumarhanelerde şansınızı deneyin
En meşhurları Budva’daki yerler, ama şöyle bi hızlıca oynayıp çıkacaksanız Kotor’daki ufak kumarhane Casino Pasha‘ya da gidebilirsiniz.
Karadağ’a ulaşım, Kotor’da konaklama, yeme-içme, toplam gezi maliyeti gibi detayları bir önceki yazımızda bulabilirsiniz. Linki de burada 🙂
Keyifli gezmeler!