Haftasonu Dedeağaç ve Makri (Yunanistan)

Haziran 2016 ortası bir haftasonu, hayallerimizden birine daha tik atalım ve motosikletle komşu ziyareti yapalım dedik! Zaman kısıtlı olduğu için Dedeağaç’a (Alexandroupoli) gitmeye karar verdik.

Önce, Yunanistan’a motosikletle gitmek için neler gerekiyor, bir bakalım:

  • Pasaport ve Schengen vizesi
  • Yeni çipli ehliyet
  • Uluslararası sigorta (Yeşilkart)*
  • Yeşilkart için ruhsat ve geçerli Türk Trafik Sigortası
  • Araç sahibi değilseniz araç sahibinin vekaletnamesi (ya da sizinle yolculuk etmeli)

*Yeşil sigortayı bir çok firma yapıyor. Yani Turing’e gitmenize gerek yok. Fiyat listesine burdan, Yeşilkartla ilgili detaylı bilgilere ise şuradan ulaşabilirsiniz. Tavsiyemiz, eğer sadece Yunanistan’a gidecekseniz, Bulgaristan üzerinden sigorta yapabilen şirketlere başvurmanız. Bu şekilde yeşil sigortanız Yunanistan dahil, belirli ülkelerde geçerli oluyor, ama daha az ücret ödemiş oluyorsunuz.
Tüm evraklarımızı ayarladıktan sonra, artık hazırız!

Önümüzde yaklaşık 310 km. yol var. Rotamız aşağıdaki gibi.. (B-Dedeağaç, C-Makri)



Keyifsiz yollar, sık sık yol çalışmaları nedeniyle tek şerit sürüşler, Tekirdağ’da mola vs. derken 4 saat sonra sınıra yaklaşıyoruz. Yunanistan tabelasını görünce oldukça heyecanlandık:)


Sınır kapısında sıra olmamasına seviniyoruz! :))


Birkaç kontrol noktasından geçtikten sonra Yunanistan ile sınırımızı belirleyen Meriç Nehri üzerinden geçiyoruz.

Dedeağaç, İpsala Hudut Kapısı’ndan geçtikten sonra oldukça yakın. Bir de güzel otobanı görünce basmaktan kendimizi alamıyoruz. Merak edenler için; motorumuz KTM Duke 200. Tapagaz gidiyoruz 130 civarında. Ama siz gitmeyin :)Neden derseniz yazının sonunda cevabını bulabilirsiniz 🙂


Tabii ki otobanda durup tabela önünde fotoğraf çektireceğim! O kadar geldim!


Ve sonunda Dedeağaç’a vardık… Merkezi oldukça ufak. Sahile inip deniz mahsülleri yiyip aynı sokakta ya da bir üst sokakta kahve içebilirsiniz. Biz Mylos Restoran’ı tercih ediyoruz. Herşey çok lezzetli ve manzarası güzel.
Yemekten sonra Dedeağaç’taki oteller çok sıcak gelmediği için herkesin plajını çok övdüğü Makri Köyü’ne gidiyoruz. Makri Köyü, Dedeağaç merkeze sadece 10 km uzaklıkta, ve yolları da keyifli 🙂


Aşağıdaki fotoğrafta köşedeki kahvehaneden sola gittiğinizde Makri Liman’a, sağa gittiğinizdeyse köydeki tek otel olan Klio Hotel‘e ve uzun Makri plajına gidiyorsunuz.


Otelimiz keyifli. Çok pahalı da değil, gelenlerin başka şansı yok diye fiyatları uçurmamışlar. Vatandaşımızın oraya el atmamasını dileyelim 🙂
Makri Plajı, tam da bizim sevdiğimiz türden. Sessiz, sakin… Sabahtan akşama kadar parti havasında değil. Yalnız etrafta bolca Türk var 🙂 Biz plajın en sonundaki Ammo Ammo‘ya gittik. Size de tavsiye ederiz.


Fotoğraftan çok belli olmasa da denizi çok güzel, görünce gözlerimiz kalp kalp oldu 🙂
Yol yorgunluğunu unuttuk bile 🙂


Deniz sefamızdan sonra akşam yemeği için hazırlanıyoruz. Makri Limanı’ndaki güzel manzaralı ve yemekli, ve tabii ki bol Türk vatandaşlı bir restorana gidiyoruz. Balık, deniz mahsulleri, uzo, Greek salata ve fazlasını yiyip cebimizi çok da boşaltmadan dönüyoruz otelimize. Mutluyuz! 🙂

Ve ertesi gün kalabalığa kalmadan erkenden dönüşe geçiyoruz. Yorucu ama çok keyifli bir haftasonu daha bitti…
“Neden tapagaz gitmemelisiniz?” sorusunun cevabına gelince; dönüşte titreşime dayanamayan vites pedalının civatası yerinden çıktı ve pedal işlevini yitirdi! Neyse ki tam durduğumuz zamanlardan birine denk geldi de, civatayı sıkıp devam ettik 🙂

Ve yine kürkçü dükkanı… Hoşbulduk cınım !

Diğer fotolarımız da burada facebook albümü