VOURVOUROU / HALKİDİKİ (Yunanistan-Part 5)
Gelelim en sevdiğimiz bölümlerden biri olan Halkidiki’ye…
Halkidiki Bölgesi, anakara ve üç bacağı olan bir yarımadadan oluşuyor. Bu üç bacak ise, Kassandra, Sithonia ve Athos Dağı bölgesi.
Athos Dağı Bölgesi
Kutsal Dağ olarak da bilinen bu bölge, 20 manastır, yaklaşık 700 ev, hücre veya inziva yeri ve yaklaşık 2000 keşişten oluşan Ortodoks Hristiyan dünyasının manevi sermayesi olarak biliniyor. “Meryem Ana Bahçesi” Halkidiki’nin doğu yarımadasının cenneti.. Kutsal Dağ Manastırı Devleti, Ortodoks Hristiyanlığın ana taşıyıcısı olarak bilinir ve manevi ihtişam ve büyük bir tarihe sahiptir. Ayrıca, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
Bölgeye kadınların girmesi yasak. Ancak o muhteşem manastırlar, her gün Ouranoupoli ve Sithonia’dan kalkan botlardan görülebilir.
Kassandra
Halkidiki’nin Selanik’e yakın ve en gelişmiş bacağı olan Kassandra, ismini prenses Thessaloniki’nin eşi komutan Kassandra’dan alıyormuş.
Halkidiki’nin bir çok yerinde olduğu gibi mavi bayraklı plajlar burda da çokça var. Ayrıca, eğlence hayatı açısından da oldukça zengin. Selanik’e yakın olduğu için çok kalabalık ve popüler…
Bu bacağın üst kısmında, Neo Mudanya’ya 20 km. uzaklıkta, antropolojik açıdan çok önemli olan Petralona Mağarası bulunuyor. 1960 senesinde keşfedilen bu yeraltı mağarasında 700bin yıllık iskeletler var. İlgisini çekenler için bir dipnot..
Sithonia
Ortadaki bacak Sithonia’da, dağlar ve deniz uyum içerisinde.
Bu bölgede, su sporlarına çok elverişli olan 9 adadan en etkileyici olanın Diaporos olduğu söyleniyor. Ayrıca, bu adayla başka küçük bir ada arasında Blue Lagoon denilen küçük bir boğaz varmış. Beyaz kum tabanına sahip bu koy, sığ olması nedeniyle buzul mavisi renkte ve muhteşem görünüyormuş. Çok merak ettik, ancak bizim görmeye vaktimiz olmadı malesef. Bir sonraki sefere!
Bölgede, çoğu beyaz kum ve dünyanın en berrak sularına sahip yaklaşık 100 tane plaj var! En güzel 3ünün Karidi, Fava ve Livari olduğunu duyduk.
Bizim gittiğimiz yer ise, bu bölgede, Athos Dağı’na bakan kısımda bulunan Vourvourou.. Amacımız, internetten gördüğümüz ve çok beğendiğimiz “Akti Oneirou Camping & Bungalows”a ulaşıp çadır atmak… Mekan, Vourvourou merkez ile Sarti arasında ormanlık bir alanda olduğu için, ufak bir tatil kasabasını andıran Vourvourou merkezde alışveriş yapmak için durduk. Bu arada havayı yine kararttığımızı söylememe gerek yok sanırım 😀
Merkezi geçip ormana girince, yine Kastoria’daki gibi bir şey yaşar mıyız diye bir tedirgin olmadık değil… Ama bu sefer arka arkaya sıralanmış kamp alanlarını görünce rahatladık. Ve Akti Oneirou tabelasını gördük. O da ne?! Çakıl yoldan ta aşağıya denize kadar inmemiz gerekiyor! Ne kadar ineceğimizi de bilmiyoruz, ama denemek istiyoruz. Korkmak yok! Hem korktuğumuz şeyler, zihnimizin ürettiği yanılsamalar değil mi sadece? Evet, o anda bunu hatırlamak faydalı oluyor! 🙂
Neyse indiğimizde, tesiste ışıkların yandığını görmek baya bir sevindiriciydi 🙂 Motorları parkedip çadırlar için ayrılmış olan alanda çadırımızı kurmaya başladık. Bu arada tesis, bir kamp alanı için oldukça lüks, temiz ve modern!
Her çadır için 1 tane 3lü priz koymuşlar 🙂 Mutfak ve tuvalet, hemen karşımızda. Çadırda kalamayanlar için bir sürü küçük evler var.
2 kişilik küçük çadırların fiyatı sezona göre değişiyor: 6-7-8 Euro. Motosiklet icin 2 Euro ödüyorsunuz. Elektrik için ise 4 Euro.
Sabah kalktığımızda, tesisin bir hayli büyük olduğunu anlıyoruz. Ve de, burası kocaman lüks bir beach club imiş! 😀 Neyse bizi denizi ilgilendiriyor aslen. Masmavi muhteşem bir denizi var. İyi ki gelmişiz!
Gün içinde bol bol yüzüp dinleniyoruz. Planımıza sadık kalarak tesisten hiç çıkmadan o geceyi de orada geçirecek ve sabah İstanbul’a doğru dönüşe geçeceğiz çünkü…
Hatıra fotoğrafımızı da çekildikten sonra, 10 gündür tadını bolca çıkardığımız Yunanistan’a veda ediyoruz.
Tabii ki şimdilik!