MUHTEŞEM DOĞASIYLA SLOVENYA: Başkent Ljubljana, Bled ve Bohinj Gölü
Slovenya denince akla ilk gelen karelerden biri “Bled Gölü”ndeki minik ada ve üzerindeki kilise olsa gerek.. Ama Slovenya bundan çok daha fazlası.. ? Bi kere Avrupa’nın 3. en yeşil ülkesi! Ülkeye giriş yaptığımız andan itibaren hayran kaldığımız doğası, soluduğumuz hava, kesinlikle enerjimizi değiştirdi. İyi ki gelmişiz dedik!
Peki Slovenya’da nereleri görmeli / ne yapmalı? İşte 5 maddelik hızlı rehberimiz!
1) Predjama Kalesi ve Postojna Mağarası ?
Biz Hırvatistan Zadar’ın üzerinden ülkeye giriş yaptığımız için ilk ziyaretimizi Predjama Kalesi’ne (Predjamski Grad) yaptık. Bir Ortaçağ kalesi olan Predjama’nın özelliği, koca bir kayanın içine oyulmuş olması ve de dünyanın en büyük mağara kalesi olarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Dışarısının atmosferi de çok güzel. Etraf yemyeşil ve dışardaki banklarda oturup birşeyler yiyebileceğiniz bir kafesi de var.
Kaleye 10 km. uzaklıktaki Postojna Mağarası da görülmesi gereken bir nokta. 1872’de dünyanın ilk mağara demiryolu burada açılmış. Siz de turistik trenine binip 3.7 km.lik yol boyunca, yaklaşık 1.5 saat mağaranın içini gezebilirsiniz. Bir de, bu mağarada “dragon cub” denilen minik canlılar var. Gözleri olmayan bu garip canlıların, hiç yemek yemeden 10 sene yaşadığı söyleniyor. Vivarium biletiyle yeraltındaki akvaryuma giriş yapıp kendilerini görme şerefine nail olabilirsiniz.
Kale, mağara ve Vivarium kombinasyonlarından paket seçip ziyaretinizi uygun fiyata da getirebiliyorsunuz. Tüm ziyaret saatleri, tur zamanları ve fiyatları için burayı tıklayın.
2) Başkent Ljubljana (Lübliyana) ?
Slovenya’nın başkenti ve en büyük şehri Ljubljana’ya giriş yaptığımız andan itibaren, tüm halkın ya koşmak ya bisiklete binmek suretiyle çılgınca spor yaptığı bir manzara karşıladı bizi.. Çok şaşırdık ve sonra anladık ki, burada insanlar her fırsatta spor yapmak için kendini sokağa atıyor. Bu konuda gerçekten aşmış durumdalar. Doğayla iç içe büyümelerinin bir sonucu herhalde..
Ljubljana, sportif genç nüfusu ve imkanlarıyla tam bir üniversite şehri havasında. Zaten burada bolca Erasmus öğrencisi varmış. Sevdiğimiz imkanlarından biri, şehrin her gün 1 saatlik ücretsiz wifisinin olması!? Fakir fakir gezerken çok büyük bir lükstü bizim için 😀
Burada ne yapmalı diye sorarsanız önerilerimiz 6 maddede aşağıda:
- Ljubljana Kalesi’ne çıkıp şehre kuş bakışı bakın.
- Her Cuma günü Pogacarjev trg Meydanı’nda kurulan Açık Mutfak (Odprta kuhna) etkinliğine katılın. Çeşitli restoranların dünya mutfağı lezzetlerini sundukları standlarından ağzınıza layık bir şeyler alın ve merdivenlerde oturup yiyin. Acayip keyifli bir ortam var!
- Nehrin oradaki kafelerde oturup kahvenizi yudumlayın ve bu “huzurlu” kentin keyfini çıkarın. Asma kilitlerin olduğu köprüden geçerseniz bizim kilidimizi bulup bize de bir foto atmayı unutmayın :))
- Tivoli Parkı’nda kitap okuyarak dinginliğin tadını çıkarın.
- Şehrin isyankar ruhu Metelkova’yı ziyaret edin.
- Tüm şehri ister bisiklet, ister elektrikli scooter, ister yürüyerek arşınlayın. Bu sıcakkanlı halkın arasına karışın. Dragon Bridge, Triple Bridge, Prešernov trg Meydanı gibi yerleri dolaşın dememize gerek yok sanırız ?
Dipnot: Buradaki self-servis istasyonlardan bisiklet kiralama işleyişini duyunca daha bir sevdik Ljubljana’yı. Boşuna öğrenci şehri demiyoruz:) Sadece ilk kayıtta sembolik olarak 1 Euro ödüyorsunuz (1 hafta boyunca geçerli). 1 yıllığı tercih ederseniz de, 3 Euro gibi komik bir rakam ödüyorsunuz:D Bisikleti aldığınız an itibariyle, 1 saat içerisinde herhangi bir istasyona bırakıp 5 dakika sonra başka bir bisiklet aldığınız sürece, başka hiç bir bedel ödemiyorsunuz. Bir de tabii ki ilk kayıtta bisiklete bir zarar gelmesine karşı kredi kartınıza 350 Euroluk bir bloke koyuyorlar. Yine de süper ucuz bir sistem yapmışlar. Daha fazla bilgi için burayı tıklayınız efem.
3) Bled Gölü (Blejsko Jezero) ?
Geldik o fotoğraflardan bildiğimiz ama çıplak gözle de gerçekten olağanüstü olan o manzaraya! Bled’e doğru geçerken ne kadar popüler olduğunu yolda anlıyorsunuz, tabii ki trafikten dolayı… Daha önce duyduğumuz “Bled çok kalabalık, Bohinj daha güzel” laflarından dolayı çok vakit geçirmeyi planlamamıştık. Bir de burada ücretli park yerleri ve kamp alanı dışında durabileceğimiz bir yer bulamadık. Bled Gölü’ne gelip Bled Adası’na karşı piknik yapmak en keyifli aktivite bizce! Yereller çimlere uzanıp güneşleniyor ve kitap okuyor burada.. Ayrıca, 13 Euro’luk giriş ücretini verip Bled Kalesi‘ne çıkabilir, restoranında yemek yiyip muhteşem manzarayı da izleyebilirsiniz. Tabi “pletna” adı verilen kayıklarla adaya gidip buradaki kiliseyi de ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca 5 km. olan gölün etrafında ya da diğer yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabilirsiniz. Bolca otel alternatifi, bir de “Bled Camping” var. Bled’e yakın olmasa da bir diğer önerimiz, glamping konseptli “Pension Pibernik“.
4) Bohinj Gölü (Bohinjsko Jezero) ?
Siz de bizim gibi popüler yerlerden kaçmak istiyorsanız mutlaka Bohinj’e gitmelisiniz. Bohinj, Bled’e 30 km. uzaklıkta ve Bled’den daha büyük bir göl. Biz ilk önce Triglav Milli Parkı içindeki Camp Zlatororg Bohinj’in olduğu yere gittik. Yine şanslıydık ki, sezon henüz açılmadığı için resepsiyondakiler akşam erkenden gitmişlerdi, sabah da geç geleceklerdi. Ücretsiz giriş yapıp göl kenarında güzel bir yere kurulduk. Sıcak duşumuzu da aldık 😀 Bu arada gölün bu tarafı oldukça kalabalıktı, çeşit çeşit karavan gelmişti. Yorgun olduğumuz için geceyi orada geçirdik, ancak sabah kahvaltısı için tabii ki daha sakin bir yere geçmeli ve manzaramızı değiştirmeliydik! 😀 Keşfe çıktık ve gölün üstteki fotoğrafta gördüğünüz bu muhteşem tarafına geldik! Koşmak için dışarı çıkan bir kaç yerelden başka kimse yoktu.. Güneşin altında nefis manzara karşısında en güzel kahvaltılarımızdan birini daha edip şükrettik!
5) BONUS: Camping Sobec, LESCE ?
Kamp atmayı düşünüyorsanız size efsane bir kamp yeri söylüyoruz. Sıkı durun! CAMPING SOBEC.
Burası Bled Gölü’ne giderken gözümüze çarptı. Aslında amacımız çeşmesinden su doldurmak ve tuvaletini kullanmaktı:), ama efsane bir yer olduğunu görünce içini dolaşmaktan kendimizi alamadık. Kocaman bir ormanın kenarında yeşillikler içinde, bir kısmında yüzülebilen muhteşem gölüyle (evet, fotoğrafta gözüken!) ve arka plandaki dağ manzarasıyla kendinizi bambaşka bir yerde hissettiriyor burası.. Ayrıca, buradan Bled’e doğru giderken Lesce üzerindeki “Dino Park”a da uğrayabilirsiniz. Bahçesinde kocaman dinozor maketlerinin olduğu sevimli bir yer.. Çocuklu ailelerin bilgisine diyor ve keşif dolu bir yazının daha sonuna geliyoruz… 🙂
Yazımızı sizler için nasıl daha faydalı hale getirebiliriz, lütfen bizimle paylaşmayı unutmayın!